“ Ten rengin hafif buğday olmalı, kirpiklerin uzun ve kıvrık, gözlerin iri ancak pörtlek olmamalı. Gözlük yakışmıyorsa uzak durmalısın. Uzun boylu olacaksın ancak leylek gibi bir 1.80 değil, en fazla 1.75 olabilir. Zayıf olmalı ancak fit ve sağlıklı görünmelisin en fazla 36 taş çatlasın 38 beden olmalısın…” diye gidiyor bu ifade.
Bu kendi bedeninden memnun olmayan bir ergen danışanıma, “Güzel bir kadın nasıl olmalı?” sorusuna aldığım yanıt. Bu arada bu tek duyduğum tanımlama da değil, ergen ve yetişkinlerle çalışan bir ruh sağlığı çalışanı olarak ergenlerden bu ve benzeri tanımlamaları o kadar çok dinliyorum ki. Ne yazık ki artık, özellikle kız çocukları ergenlikle birlikte sıfır beden olmak için çok az yiyorlar ya da yemiyorlar. Ya da sürekli kalori hesaplayıp, hesabın dışına çıktıklarında da kendilerine inanılmaz öfkeleniyor, bir şekilde daha sonraki öğünlerde yemeyerek bu durumu telafi etmeye çalışıyorlar. Ya da bir grup durumu bir adım daha öteye taşıyarak yediklerini kusmaya çalışıyorlar. İşte bu davranışların bir kısmı yemek bozuklukları ile sonuçlanıyor.
Hepimiz yeme bozukluluklarının kişilere olumsuz etkileri olduğunu biliyoruz, ancak bunun DSM V de bir psikolojik bozukluk olarak yer aldığını bilmiyoruz.
Peki yeme bozuklukları nelerdir?
*Anoreksiya nervoza
*Bulimiya nervoza
*Tıkınırcasına yeme bozukluğu
*Tanımlanmayan diğer yeme bozuklukları
Bu yazıda ANOREKSİYA NERVOZA’DAN bahsedeceğim.
Anoreksiya Nervoza Nedir?
Anoreksiya: çok ciddi bir ruhsal hastalıktır. Kendimizi nasıl gördüğümüzü değiştiren bir bozukluk. Kişinin kendini olduğundan daha geniş ve şişman görmesine neden olan bir hastalık. Kişi kilo almaktan inanılmaz korkar, bu nedenle açlık seviyesinde gezer, aşırı spor yapar ve sürekli kalori hesaplar. Bu kişiler genellikle çok küçük miktarlarda beslenirler ve yedikten sonra kilo almamak için yediklerini vücutlarından atmaya çalışırlar(kusma ya da dışkılama yoluyla) . Yeterli ve sağlıklı beslenemedikleri için çok ciddi sağlık sorunları yaşarlar. Anoreksiya vakalarının neredeyse %10 u sağlık sorunları nedenli ölümle sonuçlanır. Bu sağlık sorunları kalp rahatsızlıkları, zayıf kemikler ve hormon bozuklukları gibi pek çok şeyi kapsamaktadır.
Anoreksiya her yaştan, cinsiyetten, etnik kökenden, cinsel yönelimden ya da her sosyoekonomik düzeyden kişiyi etkileyebilir.
Peki bu denli artış gösteren bir bozukluğu tetikleyen ya da artıran ne?
Yeme bozukluklarının gelişimine baktığımızda, psikolojik ve çevresel nedenleri görebiliriz. Psikolojik nedenler, bebeğin anne ile ilişkisi, düşük özgüven, mükemmeliyetçilik, ya da erken beslenme sorunları vb. şekilde çeşitlendirebiliriz. Çevresel nedenleri ise; toplumsal normlar (güzel kadın, yakışıklı erkek şablonları) magazin, medya, sosyal medya hatta çocuk oyuncakları ve çizgi filmlerde sunulan kalıp yargılar olarak çeşitlendirebiliriz.
Son dönemlerde magazin bültenlerinde ya da sosyal medyada zayıf olmak ve bu şekilde fotoğraflar paylaşmak inanılmaz popüler oldu. Hatta bir dönem kürek kemiklerinin ya da leğen kemiklerinin belirgin olması, başparmağınız ve işaret parmağınızla kolunuzu çevreleyebiliyor olmanız gibi kriterle belirlendi. Dahası oyuncak bebeklerde bile ne yazık ki tek tip kadın imajı üzerinde durulmakta. Sarı saçlı, ince belli, uzun, zayıf bebekler. Okul öncesi çocuklarla konuştuğunuzda kız çocuklarında sıklıkla “barbie” olmak istediklerini duyabilirsiniz. İşte bu ve benzeri bir sürü görsel akım ne yazık ki gençler arasında yeme bozukluklarını artırdı.
DSM V’e göre Anoreksiya Nervoza kriterleri Nelerdir?
a. Yeterli Miktarda enerji alımını kısıtlama, kişinin yaşı, gelişimsel özellikleri ve beden sağlığı bakımından belirgin biçimde olağan en düşük ağırlığın altında düşük bir vücut ağırlığının olması.
b. Kilo almaktan ya da şişmanlamaktan çok korkma ya da düşük vücut ağırlığına rağmen kilo almayı güçleştiren davranışlarda bulunma
c. Kişinin vücut ağırlığını ya da biçimini nasıl algıladığıyla ilgili bir bozukluk vardır. Kişi vücut ağırlığına yersiz bir önem yükler.
Davranışsal ve Duygusal Belirtiler
Ciddi kilo kaybı
Kalorilerle, kilo konusu vb ile aşırı ilgilenme
Belirli besinleri katı bir şekilde reddetmek (karbonhidratlar vb)
Sık sık kilolu (çok zayıf olsa dahi) hissettiğine dair ifadeler kullanmak, kilo almaktan aşırı korku duymak
Sık sık karın ağrısı, kabızlık, uyuşukluk, yorgunluk şikayeti, ısrarlı bir şekilde aç olduğunu reddetmek
Yemek saatlerinden ya da yemekli etkinliklerden bahanelerle kaçınmak
Yorgun, halsiz ya da hasta olmasına rağmen abartılı şekilde spor yapma
Gelişimine uygun kiloda olmaya karşı direnç gösterme
Fiziksel Belirtiler
Menstruasyon döngüsünde düzensizlikler
Mide krampları, reflü şikayeti gibi mide şikayetleri
Konsantrasyon sorunları
Baş dönmesi, bayılma
Hormon düzeylerinde bozukluk, kansızlık vb. sorunlar
Uyku sorunları
Diş sağlığı sorunları (diş kayıpları,çürükler, diş hassasiyeti vb.)
Kuru bir cilt, kuru ve kırılgan tırnaklar
Tükürük bezlerinin etrafında şişlikler
Kas zayıflıkları ve kayıpları
Soğuk, renk değiştirmiş el ve ayaklar, ayaklarda şişkinlikler
Peki yeme bozukluğu olduğunu düşündüğümüz kişilere nasıl yardım edebiliriz?
Eğer sevdiğiniz bir kişinin, bir öğrencinizin ya da çocuğunuzun yeme bozukluğu olduğundan şüphe ediyorsanız, bu kişiyle bu durum hakkında konuşun. Onun hakkında kaygılandığınızı, bu durumun bir hastalık olduğunu, çözümü olduğunu ifade edip, bu konuda uzman bir kişiden yardım alması konusunda lütfen yönlendirin. Yeme bozukluğuna sahip kişilere nasıl davranmanız gerektiği konusunda tavsiye almak için sizde uzman desteği alabilirsiniz. Unutmayın bu tedavisi olan bir hastalık.